Eksik parçası vardı ve mutlu değildi. Yuvarlandı, yuvarlandı ve şarkısını söyledi:”Oh, eksik parçamı arıyorum, eksik parçamı arıyorum. Lay lay loom, çoktan gittim bile eksik parçamı bulmaya”
Bazen güneş altında kavruldu.
Bazen yağmur damlalarıyla serinledi.
Ama bir parçası eksik olduğu için pek de hızlı yuvarlanamıyordu. Böylece arada bir durup bir solucanla konuştuğu oldu. Bir çiçeği kokladığı. Ya da bir böceğin yanından geçtiği zamanlar çoktu. Aradı, aradı… Bazen buldu da. Ama uymadılar. Kimisi küçük geldi, kimisi büyük, kimisi ise keskin. Bir keresinde kusursuz parçayı buldu sanki. Ama yeterince sıkı tutamadı. Kaybetti😔Bir keresinde de öyle sıkı tuttu ki… Kırıldı😔Bir gün, bir gün dosdoğru görünen parçayla karşılaştı. Sanki bu defa bulmuştu.
……
SHEL SİLVERSTEİN
Biz yetişkinlerin de okuması ve üzerinde düşünmesi gereken bir çocuk kitabı. Hepimiz kendimizi tamamlamasını beklediğimiz parçayı bulmaya çalışan bir eksik parça değil miyiz? Belki arayan, belki aramaktan yorulmuş, belki bulamamış, belki artık aramayı bırakmış…Ama hepimiz eksik parçamızı bulmaya çalıştık. Peki ne oldu? Bulabildik mi?🤔😇🙃
🦋Bulamadık, çünkü eksik parça içimizdeydi. O parçayı dışarıdan bir parça gelip tamamlamayacaktı. O parçayı tamamlayacak olan yine bizdik🤔🦋