Birlikte çalıştığımız yayınevinin çıkarmış oldukları derginin kapağındaki
“Bizim aşkımız sonsuza dek yaşayacak. Çünkü yarım kalacak” cümlesinin altında yatan gerçek Zeigarnik Etkisi.
Bu terimle ilk kez kardeşimi kaybettikten iki üç yıl sonra karşılaştım. Onu kaybedeli neredeyse üç yıl dolmuştu. Ancak ben hala kendimi toparlayamamıştım. Bu konudan insan psikolojisi üzerine uzman bir arkadaşıma bahsettiğimde bana yas sürecini tamamlayamamın sebebinin Zeigarnik etkisi olduğunu söyledi.
Şöyle ki…
Sovyet psikolog ve psikoterapist Bluma Zeigarnik, uzun süreli bir araştırma sonucunda insanların tamamlanmamış işler hakkında daha fazla hatırlama eğiliminde olduklarını fark eder. Bu durumu daha sonra Zeigarnik etkisi olarak adlandırır.
Zeigarnik etkisine göre, beynimiz tamamlanmamış işlere karşı bir seçiciliğe sahip. Bu durumları daha kolay hatırlıyor, tamamlanmamış bu görevlerin tamamlanması gerektiği hissine kapılıyor ve tamamlanmamış işler hakkında bizi sürekli düşündürmeye devam ediyor. Buna yarım kalmışlık hissi de deniyor.
Ben de bu kaybedişte yapmam gereken bir şeyi yapmamıştım. Bu nedenle onu hala son gördüğümdeki gibi hatırlıyor, artık olmadığını kabul edemiyordum. Kabul etmek istemediğim bu durumu beynimde tamamlayamadığım için yas sürecimi de tamamlayamıyordum.
Zeigarnik etkisi aşk ve romantik ilişkilerin karmaşık dünyasında da kendini gösteriyor. Bir ilişki tamamlanmadan bittiğinde veya yarım kaldığında insan beyni bu ilişkiyi daha sık ve daha detaylı bir şekilde hatırlıyor. Bu durumda insanın bu ilişkiyi unutması zorlaşıyor ve bu durum üzerinde daha fazla düşünmesine neden oluyor.
İşte derginin kapağındaki…
“ Bizim aşkımız sonsuza dek yaşayacak, çünkü yarım kalacak” cümlesinin altında yatan gerçek bu.
Zeigarnik Etkisi…