Amerika’da 6 kez yılın koçu seçilen efsane koç John Wooden , bir gün oturup oğluna bir mektup yazar. O mektup bir babanın oğluyla ilk maçından önceki son konuşmasıdır. “Bu ilk oyunun yavrum. Kazanmanı çok isterim. Benim için değil, kendin için, çünkü kazanmak güzeldir. Ancak, bu his geçicidir. Geriye kalan öğrendiklerindir. Öğrendiklerin ise hayatın kendisidir.
Spor da hayat gibidir. Hayatın mutluluğu, üzüntüsü, neşesi, kalp kırıklığı oyunun içindedir. Belki kahraman olursun belki sıradan. Bilemezsin! Birçok şey şansa, topunun nasıl sekeceğine bağlı.
Ve hayat bir oyun oğlum. Ciddi bir oyun. Ölümüne ciddi! Ciddi işlerde de yapılacak şey belli: Elinden gelenin en iyisini yapacaksın. Hazırlıklı bir şekilde gelişine vuracaksın. Her ne gelirse önüne, kabullenip koşacaksın.
Elbette ki kazanmak eğlencelidir. Ancak mesele kazanmak değildir. Mesele, kazanmayı istemektir. Mesele, vazgeçmemektir. Mesele, yaptığından asla tatmin olmamaktır. Mesele, gevşememektir.”
(Mümin Sekman@Dr. Bahar Eriş”Çocuklar nasıl başarır?” adlı kitabından alıntıdır.)
Rakibinin kolu 3 salise önce bitiş çizgisine değdiği için dünya şampiyonluğunu kaçıran sevgili Sümeyye, olmayan ellerinden öpüyorum🧿Sen meselenin kazanmak değil, kazanmayı istemek olduğunu, vazgeçmemek olduğunu gösterdin tüm dünyaya. Tebrikler👏🏻